
Yazı yazmak gerçekten doğum yapmak gibi benim için, hamileliği çok ağır geçen bir doğum.. Fiziksel olarak sancıyı hissediyorum sonlara doğru, mide bulantısını, heyecanı... Bazı doğumlarım çok kolay oluyor. Nasıl peyda oluyorsa oluyor, sancısı da doğumu da bir anda olup bitiyor. Ama bazı doğumlar gerçekleşmek bilmiyor. Bir kare, bir söz, bir renk yumak oluyor, içimin duvarlarına çarpa çarpa büyüyor. Tam diyorum ki bitti içimdeki yolculuğu, artık doğum zamanıdır, yine başlıyor hareketlenmeye. Başka Dilde Aşk da öyle işte...
Bir haftadır her gün bugün yazacağım diyerek uyandım, kafamda ölçtüm tarttım. Yazılarım öncesinde yol haritası çıkarmak adetim değildir, yazıyı benim için heyecanlı kılan da budur; bittiğinde benim için bile yeni olması. Ancak bu sefer gerçekten çaba sarfettim. Yolumu, izimi bileyim diye binlerce cümle kurdum içimde. Filmi izlerken içinde kaybolursunuz ya hani, Başka Dilde Aşk "benim içimde" kayboldu! Film budur, gidin izleyin diyerek kesip atamıyorum. Ben filmi izledim ama filmle diyaloğum bitmedi, bu yüzden size sonucu değil yolculuğumu anlatıyorum...

Engelliler, hastalar, yaşlılar yumuşak karınlarıdır insanlığın. Oralardan alacağı en ufak darbe ölümcül sancılara sebep olur ve insanlık namına başlayan sancımalar bulaşıcıdr. Bu nedenle direkt olarak konu edinmeyi seçmez kolay kolay kimse. Bu yüzden konuyu yüreklice sırtlamak yerine etraflarından dolanır, ufak temaslarla sempati kazanmaya çalışır çokları. Bu tarz konulardan sempati kazanmak kolay, ajitasyon yapmadan bir şeyler söylemek ve sözünün altından alnının akıyla çıkmak zordur. "Öteki"yi anlatırken izleyiciyi yüceltip acıma duygularını gıdıklamak, haline şükrettirmek büyük gaddarlık ve hatta had bilmezliktir kanaatimce. Başka Dilde Aşk bu yüzden bu kadar etkiledi beni belki de. Her şey yerli yerinde, olması gerektiği kadar ve kendiliğindendi; ki öyle olmasa en fazla vah vah tüh tüh denilir geçilirdi.
Oyunculuklar genel olarak iyiydi ama Mert Fırat

Ben filmi bir kez daha izleyeceğim, gişesine +1, +2 olacağım. Bu sayede İlksen Başarır ve Mert Fırat'ın üstünde çalıştıkları filmleri "Atlı Karınca" gösterime girdiğinde kendimi o filmde pay sahibi sayacağım. Ve gurur duyacağım kendimle, söylenmesi gereken bir sözün daha söylenmesinde tuzum oldu diye. .
Şuradan fragmana, buradan da çağrı merkezi çalışanlarının sitesine ulaşılabilir..
Afiyet olsun...
1 yorum:
feci uykum var, ancak şunu yazabilirim ki filme bayıldım. emek müthişti. film çok temizdi. batırılabilecek hiç bişeye el sürülmemiş, ekip neyi beceriyosa onu yapmış. iyi proje. iyi uygulama. ve muhteşem mert fırat. yerim.
Yorum Gönder